"Aynı toksik öfke, aynı melankolik depresyon, aynı tedirgin kaygı ve aynı düşük değersizlik evresinde kalırsak bu sözünü ettiğimiz yüklü kimyasal sinyaller aynı genetik tuşlara basmayı sürdürür ve sonunda belirli hastalıkların devreye girmesine sebep olurlar."
Bu yazımda sizlere hem Dr. Joe Dispenza'nın "Kendiniz Olma Alışkanlığını Kırmak" kitabından, hem de kitapta anlatılan teknikler ile başladığım meditasyon serüvenimden bahsedeceğim.
Öncelikle biraz kitaba değinelim. Kitap; kuantum fiziği, nörobilim, beyin kimyası, biyoloji ve genetik alanlarını birleştirerek gerçek potansiyelinizi keşfetmenizi sağlıyor. Sadece kişisel özelliklerinizi değiştirmek için değil, aynı zamanda günlük yaşamınızda somut değişiklikler yapmak için kullanabileceğiniz pratik adımları da içeriyor.
"Kendiniz Olma Alışkanlığını Kırmak," içsel keşif yolculuğunuzda size rehberlik edebilecek türde bir kitap. Bilimsel anlayışı günlük yaşamınıza entegre ederek içsel denge ve huzuru yeniden bulmanızı sağlayacak yöntemlerden de bahsediyor.
Kitap temelde 3 kısımdan oluşuyor:
Siz Bilimi: Bu kısımda kuantum fiziği ve siz, çevrenizi aşmak, bedeninizi aşmak, zamanı aşmak ve hayatta kalmak ile yaratılış içinde yaşamak arasındaki farkı anlatıyor.
Beyniniz ve Meditasyon: Bu kısımda ise düşünmekten yapmaya ve yapmaktan olmaya 3 farklı beyne sahip olduğumuzdan, içsel dünyamızla dış dünyamız arasındaki farkları nasıl kapatabileceğimizden ve de meditasyonun sırlarını ortaya çıkarak neyi neden yaptığımızdan bahsediyor. Ayrıca beyin dalgası çeşitlerini açıklayarak farklı frekanslara nasıl ulaşabileceğimizi anlatıyor.
Yeni Kaderinize Doğru İlerlemek: İlk iki kısımda verilen tüm bilgileri nasıl uygulayabileceğimizden ve bu bilgileri günlük hayatımıza nasıl entegre edebileceğimizden bahsediyor.
Kısaca bedeni efendi olmaktan çıkarıp, bedeni çırak zihni ise efendi yapmayı öğretiyor.
Hepimiz enerjiden ibaretiz. İçsel enerjimiz çevremizi, çevremizdeki enerjiler ise içsel enerjimizi etkiliyor. Bu enerji akışını daha doğru yönetmek, olumsuz çevresel faktörlerden minimumda etkilenmek ve olumlu olanları daha da içselleştirerek enerjimizi yükseltmek için neler yapabiliriz? Meditasyonun bunda nasıl bir etkisi olabilir? Beta dalgalarından daha yüksek frekansta olan Alfa ve Teta beyin dalgası evrelerine nasıl çıkabiliriz? Hücrelerimizi nasıl yönlendirebiliriz?
Bunun gibi birçok sorunun cevabını bu kitapta bulabilirsiniz.
Daha önce yoga eğitmenlik eğitimi almış, yoga ve meditasyona meraklı ve biraz da bilgisi olan biri olarak kitabın sonundaki uygulamalı meditasyon kısmı için oldukça heyecanlıydım. Son bölümde bulunan 4 haftalık rehberli meditasyon yönlendirmelerini, kitapta bulunan yönergelere uyarak kendi sesim ile telefonuma kaydettim. Şimdi size Yaratıcı Evrenizin Kapısını Açmak adlı bölümdeki Beden Bölümü Girişi adlı rehberli meditasyonda ilk haftada deneyimlediklerimi aktaracağım.
Meditasyonun asıl amacı olan varlığın farkına varma, zihne odaklanma ve anda kalmada ne kadar başarılı olup, iç huzura ve dinginliğe ulaşabileceğim bakalım:
Gün 1:
Mindere oturuyorum. Gözlerim kapalı, ellerim Gyan Mudra, bir diğer adıyla Bilgi Mudrası pozisyonunda.
Başlıyoruz.
Dudaklarım ve dilim çok ağırlaştı, adeta uyuştular.
Gözlerimin ayalarında oluşturduğu ağırlığı hissediyorum.
Çenem kaşınıyor, hayır, unut bunu meditasyonda olduğun için bunları hissetmen normal. Üstünde durmazsan geçecek.
Boğazımın ağırlığını hissedebiliyorum.
Daha önceki meditasyonlarımda burnumu daha iyi hissedebiliyordum. Şimdi daha zor sanki.
Düşünceler geliyor, onları kabul edip serbest bırakmam lazım.
Sırtım ağrıyor, oturduğum bu yastık hiç rahat değil, keşke bir meditasyon minderim olsaydı.
Bu müzik çok rahatlatıcı.
Ellerimin pozisyonunu değiştiriyorum.
Sesimi kaydederken arkadaki sesler neden var. Neyse bunlara takılmamalısın.
Ne kadar kaldı acaba.
Düşüncelerinden kurtul.
Çok ağır hissediyorum.
Bitince yürüyüşe mi gitsem? Ama hava çok sıcak.
Sol bacağım çok fena uyuştu, inanılmaz bir ağırlık var.
Her şeyin bir boşluktan ibaret olması çok garip değil mi?
Gün 2:
Dün gece geç yattıktan sonra bu sabah istediğim saatte uyanamadığım için önce duş alıp kahvaltı yapıyorum, daha sonra meditasyona oturuyorum.
Bugün 2 adet minder alıyorum altıma.
Spotify’dan healing sounds açtım, dün de açmıştım bana iyi geldiğini hissediyorum, odaklanmama yardımcı oluyor.
Eğer düzenli şekilde devam edersem yoga minderi alacağıma söz veriyorum kendime.
Bu sefer dudaklarımı çok hissedemedim ama çenemin ve burnumun ağırlığını daha çok hissediyorum.
Boşlukta kapladıkları yeri hissedebilmek için hava, yüzümün etrafında dönüyormuş gibi hayal ediyorum.
Yine bacağım kaşınıyor, ama geçecek.
Meditasyona odaklanıyorum.
Düşünceler bugün daha fazla hücum ediyorlar, sanırım bu benim kendi kendimi sabote etme şeklim. Neyi keşfetmekten korkuyorum acaba?
Midem bulanıyor, başım dönüyor. Sanki yana düşecek ya da her an kusacak gibiyim. Acaba karnım tok olduğu için mi?
Meditasyona odaklan, hepsini sen yapıyorsun, geçecek.
Bugün sırtım dünkü kadar ağrımıyor, sanırım yavaş yavaş alışmaya başlıyorum.
Bir anda eşim içeri giriyor, gözlerimi aralayıp onu görüyorum, gözlerini kapat ve odaklan.
Mide bulantım geçmeye başladı gibi, bu sefer bileğim kaşınıyor, bir süre sonra o da geçiyor.
Bugün bedenimin ağırlığını ve yoğunluğunu inanılmaz fazla derecede hissediyorum.
Sanki bir ton ağırlığındayım ama havada süzülmeye çalışıyor gibiyim.
Sürekli sola çekiyormuşum gibi hissediyorum. Düştüm düşeceğim.
Birkaç dakikadır sanki bedenim kalp atışımla birlikte aynı ritimde sallanıyor gibi hissediyorum.
Hani birbiriyle birlikte titreşen metal toplar olur ya, onun gibi bir şey.
Müzik değişiyor, ve rap bir müzik başlıyor. Sanırım eşim içeride müziği değiştirdi. Bir anlığına tüm dikkatim dağılıyor. Müziği hızlı bir hareketle kapatıyorum.
Odaklan.
Bu noktadan sonra dikkatim çok dağılıyor, ama hemen geri dönebiliyorum. Sanırım daha yüksek frekanslı dalgalara geçmiş olacağım ki, geri dönüşüm kolay oluyor.
Bedenim bir şeye inanılmaz derecede direnç gösteriyor gibi bir baskı hissediyorum.
Bugünkü meditasyon oldukça yoğun geçti.
Yarın neler olacağını merak ediyorum.
Gün 3:
Dünkü mide bulantımdan sonra bugün kahvaltı yapmadan meditasyona oturmaya karar veriyorum.
Bu sefer healing sounds yerine relaxing music açıyorum.
Bugün nedense düşüncelerime karşı koyamıyor ve onlarda kayboluyorum.
Bir ara yine kalp atışlarımla beraber sallanıyor gibi hissediyorum ama bir süre sonra geçiyor.
Yine düşüncelerle doluyorum. Ama öyle farkında değilim ki bunun, sanki beynim uyuşmuş ve benim kontrolümden çıkmış gibi.
Gözüm kaşınıyor, geçeceğini biliyorum.
Oda bir an çok soğuk oluyor, gözlerimi açıp klimayı kapatıyorum.
Sonra hemen geri dönüyorum.
Ne kadar verimsiz geçiyor bugün diye düşünürken eşimin ayak seslerini duyuyorum.
Bozuk olan dikkatim iyice dağılıyor.
Bugün sırtımda hiç ağrı yok, yalnızca belim hafif ağrıyor. Kesinlikle yoga minderi almaya karar veriyorum.
Bir yandan düşüncelere çok dalmışken, bir yandan da bilincimi tam kaybetmiş gibiyim. Eski yoga hocamın söylediğine göre bu tarz meditasyonlar çok verimsiz sayılıyormuş, ama emin olamıyorum.
Umarım yarın bugünden daha iyi geçer.
Gün 4:
Bugün biraz telaşım var, ofise gideceğim ve çok işim var.
O nedenle rahat bir pozisyon bulamadan meditasyona oturuyorum. Sonrasında buna çok pişman olacağım.
Gözümün kenarı kaşınıyor, direnmeyip kaşıyorum. Bugün direncim çok düşük.
Neyse ki bugün ne kedimiz ne de eşim odaya girip beni rahatsız etmiyor.
Artık her meditasyona başlamadan önce eşimi müziği değiştirmemesi ve içeri girmemesi konusunda uyarıyorum.
Belim ağrımaya başlıyor hafiften.
Ellerimi Gyan Mudra pozisyonundan çıkarıp bacaklarımın üzerine bırakıyorum.
Düşünceler gelip gidiyor. Serbest bırakmaya çalışıyorum.
Hava çok sıcak. Odaklanmaya çalışıyorum.
Yine içten içe hafiften sallanıyor gibi hissediyorum.
Acaba kalp atışlarımı mı kuvvetli hissettiğim için oluyor diye düşünüyorum.
Ve ses kaydım son buluyor.
Gün 5:
Hayat yoğunluğundan ötürü 3-4 gündür meditasyona ara vermiştim. Baktığınızda ne olacak günde altı üstü 20-25 dakika diye düşününce insan, istesen zaman yaratırdın diye düşünmüyor değil tabi.
Bugün ilk kez meditasyon minderimi kullanıyorum.
Düşündüğümden daha sert, rahat olacağım bir pozisyon bulmakta biraz zorlanıyorum.
İçi karabuğdayla dolu olduğu için sanırım bu kadar sert ama dik bir şekilde oturmanıza destek oluyor.
Rahat bir bağdaş pozisyonu bulamadığım için, ayaklarımı kendime çekip, kollarımı dizlerimin etrafına doluyorum.
Bugün oldukça sakin hissediyorum.
Her medistasyona oturduğumda olduğu gibi yine minik kaşınmalar başlıyor ama direniyorum.
Bugün ilk defa tüm yüzümün karıncalandığını hissediyorum.
Yine düşünceler geliyorlar. Onları nazikçe geri gönderiyorum.
Biraz omzum ağrıyor. Sanırım birkaç gün ara vermemin etkisi var.
Bugün hava biraz daha serin olduğu için daha rahat hissediyorum.
Bir an için irkiliyorum.
Yine yüzümde kuvvetli bir kaşıntı hissi geliyor, istemsizce kaşıyorum.
Yavaş yavaş dikkatim dağılmaya başlıyor, geri toplamaya çalışıyorum.
Bugünkü medistasyonum keyifli ve hızlı geçiyor.
Gün 6:
Bugün oldukça sakin uyandım. Çok güzel ve faydalı bir meditasyon geçireceğim diye yeni minderime oturuyorum.
Healing müzik listesini açıyorum.
Bugün mindere biraz daha alışıyor gibiyim, daha rahat bir poziyon buluyorum. Bu sefer bağdaş kurabiliyorum.
Burnumun ağırlığını ve hacmini hissederken nefes alış verişlerimin normalin dışına çıktığını hissediyorum.
Gözlerimin ağırlığının farkına varmaya çalışırken göz köklerim ağrıyor.
Oysa gün içinde bunların hiçbirini farketmiyoruz bile.
Odaklanmak çok değişik bir olay.
Yavaştan sol bacağım uyuşmaya başlıyor.
Bugün sırtım ya da belim ağrımıyor.
Her geçen gün daha yüksek frekanslara ulaşabildiğimi hissediyorum.
Sallanma hissi yine benimle.
Düşünceler yine hücum ediyor. Medistasyonla ilgili yazacaklarımı aklıma kazımaya çalışıyorum.
Bir sesler duyuyorum, sanırım kedim içeri girdi ama kapı kapalıydı.
Sesler devam edince hafifçe gözümü aralayıp bakıyorum kimse yok, kapı kapalı. Sanırım bilgisayardan geliyor.
Çenem kaşınıyor ama direniyorum. Zaten çok kuvvetli bir kaşıntı değil geçecek belli ki.
Sol bacağım çok uyuştuğu için rahatsız oluyor, bacağımı öne uzatıyorum.
Sona yaklaşıyoruz artık.
Huzurluyum, sakinim, aklım sakinleşmeye çalışıyor.
Ve 1. haftanın son meditasyonunu da böylelikle tamamlamış oluyorum.
Siz isterseniz bu meditasyonu 1 haftadan daha uzun bir süre yapabilirsiniz. Kendinizi 2. haftaya hazır hissedene kadar aynı meditasyonu da sürdürebilirsiniz. Ben, bana yeterli geldiğini ve hazır hissettiğimi düşündüğüm için yarından itibaren ikinci haftaya başlayacağım. Bakalım beni neler bekliyor. Deneyimlerimi sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.
Kitap ve meditasyon aşaması ile ilgili her türlü sorunuzu yorum olarak bırakabilir veya bize Instagram hesabımızdan (@katosocial) ulaşabilirsiniz!
Comments